lar kopmuş gibi
hissettim uzun bir süre. Sonra basamaklar sildim zorlukların
merdivenlerinden. Kafamdaki soru işaretlerini banyodaki dolabın üzerinde
sessiz ve kararlı duran yumuşatıcıyla besledim. Avuçlarımın sıcaklığını
başka bir elde aramaktan vazgeçtim. O günden beri: hayattaki ince
çizgilerin varlığına, çöp kutusundan fırlayan kedilere, karmaşık
yemeklere ve Fenerbahçe'ye duyduğum nefretleri toplayıp içimde sevgiye
çevirip sunabildiğim, yani demek istediğim; -o kadar- yoğun sevdiğim
kimse olamıyor. "Hep" aynı, "hiç" değişmiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder