Kendimi bu kadar sevmesem insanlardan yine bu kadar nefret eder
miydim bilmiyorum. Dışardan bakıldığı zaman gayet itici duran bu
egoistlik aslında herkesin içindeki smokinli düğün çocuğudur. Hem
iticidir hem de kendi mutluluğu söz konusu olduğu için umursamaz.
Hayatım boyunca nefret ettiğim o smokinli çocukla kanka olduğum
günlerdeyim. Bi tanısanız siz de çok eğlenirdiniz aslında ama sizin
usturup müfredatınız bu tür insanları içermiyordu. Neyse çok değişik bir
şeyler olursa ben size anlatırım, sizi muhattap etmem. Oğlanı şimdilik
piste alalım, oynayadursun. Biz abilerle bi şey konuşcaz.
Ben,
hepsinden önce iyi bir insan olduğumu düşünüyorum. Yani insani
duygularım iyidir. Sümüklü çocuklara kıyamam, çaresiz anne-babalara
üzülürüm, gönlü bol eli dar olanları görür ağlarım. Bir peygamber gibi
mucizelerim yok, vaad edemediğim için ağlarım. İnsan olarak iyiyim de
iyilik başarı getirmiyor işte, o konuda biraz şeyim.
Evlat-sevgili-kardeş-arkadaş rollerimin her biri bana bu vasfı yükleyenler
tarafından tatmin edici olmadı. Her zaman bir şeyleri biraz daha
zorlamam gerekir gibi geldi onlara. Benim olmuşluğum için değil, onların
tatminleri için. Hiç olmadım...
İlkokuldan itibaren yapılabilecek en sosyal işlere itildim. 23
nisan şiirinden sınavlarla girilen çeşitli eğitimlere kadar hepsini
denedim, kazandım da. Hepsine gittim, hepsini yarım bıraktım. Bana
verileceklere karşılık benden istenen sadece disiplindi. Canım istemedi,
olmadım. Ben sıkıya gelmeyi hiç beceremem. Babam da bu durumdan pek
memnun sayılmaz ama bi bok olamadığımı da gördüğü için üstüme gelmiyor
galiba. Bilemiyorum... Bu arada ben geçen gün bi adama "bilemiyorum"
dedim "bilme zaten hiçbir şey bilme sen" dedi, bunun da ne demek
olduğunu bilmiyorum mesela. Sonsuz tatminsizlik yaşatmakta bir numarayım
since 1990'dan beri?!?!
Ben
bir türlü kendime üzülemiyorum örneğin. Sadece kızıyorum hem de çok!
Olmadı karşımdakine kızıyorum ama laf anlatmayı da sevmiyorum. Herkes
kendisi anlasın istiyorum, anlamazsa ikimizin hayatını da rahat bıraksın
istiyorum. Sonsuz bir huzur var mıdır bilmiyorum ama daha az konuşup
daha çok anlaşarak kafalarımızı daha güzel koruyacağımızı düşünüyorum.
Seviyesiz olmaya da bayılıyorum ayrıca. Kendi seviyesinin farkında
olarak seviyesizleştiğini bilen insanın mutluluğuna bir gün teşne
olmanızı dilerim. İnanın siz de seviyesizliğin tadını aldıktan sonra
bunu bir pazar kahvaltısı gibi seremoniyle yapacaksınız. Ama ertesi
günün pazartesi olduğunu da kahvenizin en güzel yudumunda
hatırlamalısınız. Acı var Rocky, acı hep var!
Ben işte
tamamlanamıyorum. İnsanlara yaşattığım o sonsuz tatminsizlik duygusunun
sebebi de yine kendimin hayata olan tatminsizliğidir. Bir gün her şey
tamam olursa buharlaşıp uçacakmışım gibi geliyor. Hepsinin toplamında
çıkan eksiklikler benim mutluluğum işte. Yaptığım her hırslı hamle
birilerini aldatmak sayılıyor. Bu sebepten düzeni de
haketmiyorum...değil de istemiyorum...ya da zor geliyor...bilemiyorum.
Ben
kendimi çok seviyorum ama ben olsam kendini benim kadar seven birini
hayatta sevmem. O da bir "ben", fakat 'kendim' olamayacak kadar uzakta
artık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder